Paylaş Facebook Facebook Facebook Facebook Facebook
08.01.2020

Prof. Dr. Martı: Yalan, sosyal medya kullanırken de haramdır!

Diyanet TV’de cuma günleri ekranlara gelen “Medya ve Din” programına konuk olan Diyanet İşleri Başkan Yardımcısı Prof. Dr. Huriye Martı, “Eğer günlük hayatta yalan söylemek haramsa, sanal dünyada da sosyal medya kullanırken de haramdır.” ifadesini kulland

Her cuma 21.30’da Diyanet TV ekranlarında izleyiciyle buluşan “Medya ve Din” programının bu haftaki konuğu, Diyanet İşleri Başkan Yardımcısı Prof. Dr. Huriye Martı oldu.

Medya ve din ilişkisini her hafta farklı yönleriyle ele alan programın bu haftaki bölümünde, “Teknoloji Bağımlılığının Dini ve Ahlaki Boyutları” konuşuldu.

Programda; “Teknoloji bağımlılığının dini boyutları bulunuyor mu?”, “Teknoloji insanın Rabbi ile ilişkisini nasıl etkiliyor?”, “Modernizm ve teknoloji arasında nasıl bir ilişki var?” sorularına cevap verildi.

Teknoloji bağımlılığını, dini boyutuyla birlikte değerlendirmek gerektiğine işaret eden Diyanet İşleri Başkan Yardımcısı Prof. Dr. Huriye Martı, “Kimi zaman günlük hayatla dinin normlarını birbirinden uzak, birbirinden ayrı düşünüyoruz. Günlük hayatın, belki de modern ve postmodern hayatın şartlarını dinden ve ibadetten ayrı değerlendiriyoruz. Halbuki din, bizim inancımıza göre hayatın her alanında, her anında ve her zamanında geçerliliğini korur. Zaten hayatı, insanı çepeçevre kuşatan bir kültür vardır. Bu kültürde din en güçlü bileşenidir. Dolayısıyla teknoloji bağımlılığı gibi ciddi bir problemi mutlaka dinle birlikte düşünmek, teknoloji kullanımının dini zeminini değerlendirmek ve teknoloji bağımlılığından kurtulmak için dini referanslardan nasıl çözüm üretebileceğimizi tartmak zorundayız.” dedi.

- Eğer günlük hayatta yalan söylemek haramsa sanal dünyada da sosyal medya kullanırken de haramdır

İnsanın günlük hayattaki ahlaki ve hukuki duruşunu sanal dünyada da aynı şekilde göstermesi gerektiğini vurgulayan Prof. Dr. Martı, “Eğer günlük hayatta yalan söylemek haramsa sanal dünyada da sosyal medya kullanırken de haramdır. Yalanın peşine düşmek, yanlış bilgiyi yaymak da yanlıştır. 'Biri bir haber getirdiğinde onu araştırın.' buyuruyor Allah-u Teala. Halbuki internet yoluyla yayılan yalan haberleri düşünün, insanların farkında olmadan o yalan haberin yayılmasına hizmet edişini düşünün. Elbette bu, ahlaki anlamda insanın erdemini, kemale erişmesini engelleyen bir durumdur.” ifadelerini kullandı.

- Eğer teknolojik imkânlar insanı hasta ediyorsa..

İslam’ın en temel gayesinin, insanın beş temel dokunulmazlığının zedelenmemesi olduğunun altını çizen Diyanet İşeri Başkan Yardımcısı Martı, “Eğer teknolojik imkânlar insanı hasta ediyorsa, bedenine zarar veriyorsa, yanlış kullanılıyordur, yasaktır. Teknoloji bağımlılığı dinen bir sorundur. Mal dokunulmazlığı var dedik, eğer size teknolojik imkânlar kumar oynatıyorsa, para kaybettiriyorsa, iflasa sebep oluyorsa, teknolojide internet üzerinde yaptığı çılgın alışverişler aile bütçelerini zarara sokuyorsa orada bir sorun var demektir. Ya da bir diğer dokunulmazlık alanımız insanın namusudur, şerefidir, onurudur dedik. Yalan haberlerle, iftiralarla, karalama kampanyalarıyla eğer teknolojik imkânlar bir insanın namusunu, şerefini, onurunu zedelemek için kullanılırsa, orada dine aykırı bir şey yapılıyor demektir.” şeklinde konuştu.


Medya ve Din 16. Bölüm​